28 Eyl 2020 15:09
Journalist ID: 2391
News ID: 84057679
T T
0 Persons
Fars Körfezi'ndeki sorunların çözüm anahtarı: Kapsamlı ve içsel diyalog

Tahran, İRNA- Kuveyt Başbakanı son günlerde İran ile Fars Körfezi'ne kıyıdaş Arap ülkeler arasındaki görüşme ve diyaloğun başlatılmasu gerektiğini dile getirdi. Oysa bu tür görüşme gerekliliği, daha önce Tahran tarafından bölge sorunlarının çözümü konusunda ifade edilmiş ve siyasi iradenin olması durumunda, fırsatlar kaybolmadan bölgede kapsamlı ve iç kökenli diyalog başlatılabilir.

BM Genel Kurulu'nda konuşan Kuveyt Başbakanı Şeyh Sabah Halit el-Sabah, Tahran ile Fars Körfezi'ndeki Arap ülkelerin bölgede tansiyonların düşürülmesine yönelik görüşmelere başlamalarını istedi.

El-Sabah, 'Kuveyt bir kez daha Tahran'ın ülkelerin egemenliğine saygı gösterme ve iç işlerine karışmama ilkelerine dayalı görüşmelerin başlatılması ve karşılıklı güvenin oluşması adına ciddi adımlar atması gerekiyor' dedi.

Bu açıklamalara rağmen Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani geçen yılki BM Genel Kurulu'nda şu açıklamayı yaptı:

'Ülkemin Fars Körfezi ve Hürmüz Boğazı bölgesinin güvenlik, barış, istikrar ve gelişmesi yönündeki tarihi sorumluluğu dikkate alınarak, Fars Körfezi ile Hürmüz Boğazı gelişmelerinden etkilenen bütün ülkeleri Hürmüz Barış Girişimi yani Umut Koalisyonu adı altında birleşmeye çağırıyorum'.

Umut Koalisyonu'nun amacının Hürmüz Boğazı çevresindeki halkların barış, istikrar ve kalkınması ve bu ülkeler arasında barışçıl ve dostane ilişkilerin kurulması olduğuna dikkati çeken Ruhani, 'Bu koalisyon, enerji güvenliği, deniz trafiğinin serbestliği ve petrol ile diğer kaynakların Hürmüz Boğazı çervesindeki ülkelere serbest dolaşımı gibi çeşitli iş birliği alanlarını içermektedir' demişti.

Umut Koalisyonu'nun BM ilke ve amaçların saygı, karşılıklı saygı ve çıkarlar, eşit konum, görüşme ve uzlaşı, egemenlik ve toprak bütünlüğüne bağlılık, uluslararası sınırların dokunulmazlığı, bütün sorunların barışçıl yollarla çözüme kavuşması ve en önemlisi 'tecavüzün olmaması' ve 'iç işlerine karışmamak' gibi iki temel ilkelere dayandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Ruhani, 'İran İslam Cumhuriyeti'ne göre, komşularla ortak güvenlik, BM'nin belirlediği ortak ilkelere bağlılıktan kaynaklanmaktadır. Bunlar egemenlik, zor kullanma tehdidinden çekinmek, krizlerin barışçıl şekilde çözümü, ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı, ülkelerin iç işlerine karışmamak ve kaderi belirleme hakkı gibi ilkelerdir' diye vurguladı.

Tahran kendi güvenlik ve istikrarını başta Arap komşuları olmak üzere bölgenin güvenlik ve istikrarına bağlı olarak görmektedir. İran her defasında ortak ilke ve güvenliğe dayalı ortak bir güvenlik anlaşmasının imzalanmasından yana olduğunu belirtmiştir. Tahran defalarca iyi komşuluk, güvenlik ve ortak çıkarların temini için tüm taraflarla iş birliğine hazır olduğunu dile getirmiştir.

Fars Körfezi'nde krizlerin en büyük nedenlerinden biri, bazı bölge ötesi ülkelerin varlığıdır. Bu güçler menfaatlerinin devamının tek yolunu kendi silahlarını satmakta ve bölge ülkelerinin petrolü için ödedikleri paraları geri almakta görüyor.

Tahran'a göre bölge ülkeleri kendi güvenliklerini bölge ötesi oyunculardan veya gelişmiş silahlarla temin etmemelidir. Onlar komşulara dayaranak ve yabancılara bağlı kalmadan kalıcı ve uzun vadeli güvenliğe kavuşabilir.

Katar da bölgesel ve uluslararası arenada aktif ve olumlu bir dış politika izleyerek bugüne kadar dengeli bir bölgesel politikatı sürdürmeyi başarmıştır. Analistlere göre Tahran-Doha ilişkilerinin artması dikkate alınarak, bu ilişkiler, bölge ülkeleri arasındaki ilişkilerde bir model oluşturabilir.

Bu bağlamda her daim Fars Körfezi ülkeleri arasında yapıcı diyalogtan yana olduğunu gördüğümüz Kuveyt'in bölgesel iş birliğine doğru ilerlemek için daha pratik adımlar atması gerekmektedir.

Twitter'da Takip Ediniz. @Irna_Turkish

0 Persons

İlgili haberler

yorumunuz

You are replying to: .